Teknoport Bilim Ultra İşlenmiş Gıdalar En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor!

Ultra İşlenmiş Gıdalar En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor!

Araştırmaya göre, 'iyi hissettiren kimyasallar' içeren aşırı işlenmiş gıdalar, sigara ve uyuşturucu kadar bağımlılık yaratabilir.

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Ultra İşlenmiş Gıdalar En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor!

Tuzlu cips yeme isteği aslında bir bağımlılık belirtisi olabilir mi? Michigan Üniversitesi'nden yapılan yeni bir araştırma bunun böyle olabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Yale Gıda Bağımlılığı Ölçeği'ne (YFAS) göre 36 farklı ülkeden 281 çalışmayı inceledi ve yetişkinlerin %14'ünün, çocukların ise %12'sinin aşırı işlenmiş gıdalara bağımlılık belirtileri gösterdiğini tespit etti.

BMJ dergisinde yayımlanan araştırma makalesinde, bunun alkol ve tütünde görülen bağımlılık seviyelerine yakın olduğu belirtildi.

Ultra İşlenmiş Gıdalar Nasıl Bağımlılık Yapar?

Ultra işlenmiş gıdalar; şeker, dondurma ve patates cipsi gibi karbonhidrat ve yağ oranı yüksek olan gıdalardır.

Çalışmada, bazı kişilerin bu gıdaları tüketmesinin madde kullanım bozukluğu kriterlerini karşılayabileceği ve bunun sonucunda "bağımlılığın biyopsikolojik mekanizmalarının ve klinik açıdan önemli sorunların" ortaya çıkabileceği öne sürülüyor.

Araştırmacılar, aşırı işlenmiş gıdaların bağımlılık yapıcı özelliklere sahip olmasının bir nedeninin, yağ ve karbonhidratları bağırsaklara minimum işlenmiş gıdalara göre çok daha hızlı ulaştırması olduğunu yazdı.

Bu gıdalar aynı zamanda onları daha bağımlılık yapıcı hale getirebilecek tat ve doku katkı maddeleri de içeriyor.

Michigan Üniversitesi'nde psikoloji profesörü ve baş araştırmacı Ashley Gearhardt, çalışmayı duyuran bir basın bülteninde, "Ultra işlenmiş gıda bağımlılığının geçerliliği ve klinik önemi konusunda birleşen ve tutarlı bir destek var" dedi. Çalışmaya katılmayan Kuzey Carolina, Charlotte'ta kayıtlı diyetisyen ve beslenme uzmanı Tanya Freirich, yiyeceklerle ilgili bağımlılık davranışlarının birkaç uyarı işareti olduğunu söyledi.

Bunlar arasında sürekli veya takıntılı bir şekilde yemek düşünme, aç olmadığı halde yiyecekleri canının çekmesi, başa çıkma mekanizması olarak yiyecekleri canının çekmesi, tok hissettikten sonra bile yemek yeme, alım üzerindeki kontrolünün azalması, yoksunluk belirtileri yaşama ve olumsuz sonuçlara rağmen belirli yiyecekleri yemeye devam etme yer alır.  

Dünya Sağlık Örgütü, şeker yerine kullanılan maddelerin kilo kaybı veya hastalık önleme amacıyla kullanılmaması gerektiğini söylüyor

Freirich, "Yemeğin tadını sonuna kadar çıkarabilirsiniz, ancak yemeğe bağımlı olmak hayatınızın geri kalanında zararlı etkilere yol açan sağlıksız bir alana doğru sürüklenmeye başlar" dedi.

"Örneğin, rahatlık sınırını aşacak kadar aşırı yemek yemek veya sindirim sıkıntısına yol açacak kadar aşırı yemek yemek ya da yemek ve öğünlerin dışında başka konulara konsantre olmakta zorlanmak, bir gıda bağımlılığının belirtileri olabilir."

Gearhardt, 103 ülkenin "şekerli içecek vergisi" çıkardığını, bazılarının da aşırı işlenmiş gıdalara ek vergiler getirdiğini belirtti.

Besin Etiketlerine Dikkat Edilmeli

Ayrıca 20'den fazla ülke bu gıdalara besin etiketi eklediğini yazdı.

Gearhardt, basın açıklamasında, "Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, bu ultra işlenmiş gıdalara olan bağımlılığın küresel çapta anlaşılması çok önemli" dedi.

"Kronik diyet, gıda utancı, gıdaya erişim ve hatta erken çocukluk dönemindeki beslenme deneyimleri, gıda seçimlerine ve düzensiz beslenme alışkanlıklarına bağlanabilir."

"İnsanları ultra işlenmiş gıdalara yönelten bu ve diğer ekonomik ve yapısal faktörleri değiştirmek için cesur adımlar atmak gerekiyor."

Freirich, birçok ülkenin zararlı olduğu ortaya çıkan bazı katkı maddelerinin bulunduğu gıdaların üretimini yasakladığını kaydetti.

Diyabet ve beslenme konusunda uzmanlaşmış New Jersey merkezli bir diyetisyen olan Erin Palinski-Wade, yiyeceklerin ilaçlar kadar bağımlılık yapabileceğine şüpheyle yaklaşıyor. (Kendisi bu çalışmaya dahil değildi.)

Uzman, "İlave şeker oranı yüksek besinler beyindeki iyi hissettiren kimyasalları uyararak bağımlılık yaratabilir ancak şekerin kendisi kokain veya diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapmaz" dedi.

"Şeker tüketip daha sonra bunu azaltmak veya diyetten çıkarmak, gerçek bir bağımlılıkta olduğu gibi yoksunluk belirtilerine veya yan etkilere yol açmayacaktır" diye devam etti.

"Yemek istekleri karmaşıktır ve yalnızca bir yiyeceğin besin profiliyle değil, aynı zamanda yemeyle ilgili duygular ve öğrenilmiş davranışlarla da bağlantılıdır."
Palinski-Wade, duyguların, stresin, genel metabolik sağlığın, uyku alışkanlıklarının ve öğrenilen beslenme davranışlarının, insanların yiyecek seçimlerini, davranışlarını ve tepkilerini şekillendirdiğini söyledi.

"Yemek yeme isteği veya aşırı yeme neredeyse her zaman duygusal bir tepkiyle bağlantılıdır" dedi. "Kronik diyet, yemek utancı, yiyecek erişilebilirliği ve hatta erken çocukluk dönemindeki beslenme deneyimleri, yiyecek seçimlerine ve düzensiz beslenme alışkanlıklarına bağlı olabilir."

Palinski-Wade, hiçbir yiyeceğin tek başına bağımlılık yaratmadığına inansa da, ilave şeker veya ilave yağ oranı yüksek olan yiyeceklerin en güçlü istek ve arzularla ilişkilendirildiğini kabul ediyor. 

"Bu yiyecekler genellikle beyinde dopamin gibi iyi hissettiren kimyasalların salgılanmasını tetikliyor ve bu da isteklere ve potansiyel olarak bağımlılık benzeri yeme davranışlarına yol açıyor" dedi.

Palinksi-Wade, "Bu yiyeceklerden daha fazla tükettiğinizde, dopamin toleransı geliştirirsiniz; bu da aynı haz tepkisini deneyimlemek için bu yiyeceklerden daha fazlasını yemeniz gerektiği anlamına gelir" dedi. Bu da isteklerin gelişmesine ve yeme davranışı üzerindeki kontrolün kaybına katkıda bulunabilir.

Uzmanlar, gıda ile bağımlılık arasındaki ilişkiyi tam olarak anlayabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikir.
Freirich, Michigan Üniversitesi'ndeki çalışmanın, birçok başka çalışmanın verilerinin bir derlemesi ve incelemesi olduğunu belirtti.  

"İdeal olarak, yiyecek türünün bir fark yaratıp yaratmadığını görmek için, ultra işlenmiş yiyecekler içeren bir beslenme planı ve minimum işlenmiş yiyecekler içeren başka bir beslenme planı tüketen kişilerle kontrollü bir çalışma yürütebilir ve ardından tepkilerini ölçebilirsiniz - yiyecek hakkındaki düşünceler, yiyeceklerden aldıkları keyif, istekleri ve dopamin seviyeleri" dedi.

Palinski-Wade, yeme bozuklukları , aşırı yeme veya kontrol edilemeyen yiyecek istekleriyle mücadele eden kişilerin , yeme bozuklukları konusunda deneyimli bir terapist veya diyetisyenle doğrudan çalışmaları gerektiğini öneriyor.

"Bunlar, yiyeceklerle ilgili davranışlarınızı ve duygularınızı daha iyi anlamanıza ve yiyeceklerle ilişkinizi geliştirmenize yardımcı olabilir, böylece istekleriniz ve bağımlılık davranışlarınız azalabilir" dedi.

Freirich ayrıca öğünlerin çoğunun minimum işlenmiş gıdalarla doldurulmasını önerdi, çünkü bu tür gıdaların daha fazla tüketilmesi daha az ultra işlenmiş gıda tüketilmesiyle sonuçlanabilir. 

Beslenme Uzmanı Freirich son olarak, "Kişisel sağlık hedeflerinize uygun olarak beslenme düzeninizi nasıl değiştireceğiniz konusunda bir diyetisyenle görüşün" dedi.

Apple Mac Modelleri M5 Çiplerini Ne Zaman Alacak?

Apple Mac Modelleri M5 Çiplerini Ne Zaman Alacak?